TOBB Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, Gümrük Birliği’nin kapsamının genişletilmesinin ve işleyişinin iyileştirilmesinin değerli olduğunu belirterek, “Modernleşme müzakereleri her iki tarafın da çıkarınadır” dedi. Hisarcıklıoğlu, iş insanlarının vize almasında yaşanan sıkıntıların ticaret hacminin büyüme hızını olumsuz etkilediğini ve bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (EUROCHAMBRES) ve TOBB iş birliğinde yürütülen Türkiye-AB İş Dünyası Diyaloğu (TEBD) projesinin kapanış konferansı İstanbul’da gerçekleştirildi.
Konferansta konuşan EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye-AB İş Diyaloğu Projesi’ne sağladığı mali destekten dolayı AB’ye ve projenin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlayan Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’ne teşekkür etti. Proje kapsamındaki faaliyetlerin EUROCHAMBRES politika öncelikleri arasında paralellik gösterdiğini belirten Hisarcıklıoğlu, projenin Türkiye-AB iş dünyası diyaloğuna önemli katkı sağladığını belirtti.
Proje kapsamında Türkiye ve AB üyesi ülkelerden oda ve borsaların eşleştirildiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Bu sayede Türkiye oda ve borsamızın hizmet kapasitesinin geliştirilmesine önemli katkı sağladık. sisteminin, AB üyesi ülkelerdeki muhatapları ile bağlantıların kurulmasına ve çalışma ortamının oluşturulmasına kadar AB müktesebatı konusunda iş dünyamızı bilgilendiren birçok firma var” dedi. Yeşil dönüşüm konusunu proje öncelikleri arasına aldık. Yeşil dönüşüm gündemi kapsamında en çok etkilenecek sektörlerle birlikte çalıştık” dedi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye-AB ekonomik çıkarlarına ilişkin görüşlerini ortaya koyan saha çalışmaları yürüttüklerini belirterek, bu kapsamda yürütülen çalışmaları anlattı. Hisarcıklıoğlu, proje sayesinde Türkiye-AB iş çevrelerinin birlikte çalışma isteğinin somut uygulamalarla bir kez daha görüldüğünü söyledi.
İş adamları için vize almada yaşanan zorluklar
Türkiye’nin AB üyeliğine aday ülke olduğunu ve AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının ikili ticaret için güçlü bir temel oluşturduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
“Karşılıklı ticaret hacmimiz son çeyrek asırda 4 kat arttı. 2022 yılı itibarıyla Türkiye-AB mal ticareti 196 milyar dolara ulaştı. AB, Türkiye’nin en büyük ihracat ve ithalat ortağı. İthalatımızın dörtte biri AB’den yapılıyor.
Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yüzde 41’i AB’ye yapılıyor. Türkiye, AB’nin en büyük 6. ticaret ortağıdır. AB, Türkiye’deki yabancı yatırımlarda da ilk sırada yer alıyor. Biz iş dünyası olarak hem Türkiye’de hem de AB iş dünyasında çok daha fazlasını yapabileceğimizin bilincindeyiz.
Bu konuda hükümetimizin ve Avrupa Komisyonu’nun desteğine ihtiyacımız var. Sadece biz değil, Avrupa iş dünyası da hemfikir, onlar da bu eki istiyor. Bu açıdan Gümrük Birliği’nin kapsamının genişletilmesinin ve işleyişinin iyileştirilmesinin değerli olduğuna inanıyorum.
Bu nedenle Gümrük Birliği’nin modernizasyonu müzakerelerinin her iki tarafın da çıkarına olduğunu belirtmek isterim. Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşümü, Gümrük Birliği müzakerelerine ve Türkiye-AB ekonomik entegrasyon sürecine de katkı sağlayacaktır.
Hisarcıklıoğlu, iş insanlarına vize alma konusunda yaşanan sıkıntıların ticaret hacminin büyüme hızını olumsuz etkilediğini, Avrupalı ihracatçıları da etkileyen bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye-AB ticaretinde malların hızlı teslimi için karayolu taşımacılığının önemli bir lojistik avantaj sağladığını belirten Hisarcıklıoğlu, mevcut taşıma kotalarının ithal ve ihraç malların teslimini geciktirdiğini ve maliyetleri artırdığını vurguladı. Hisarcıklıoğlu, karayolu ulaşım kotaları sorununun da çözülmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye tek pazarda değerli bir oyuncu
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, AB’nin Türkiye ile son 4 yıldır yeşil dönüşüm konusunda çalıştığını belirterek, “Bu 4 yılda Kovid-19 ile mücadele ettik ve bu mücadeleyi başarıyla tamamladık. Son bir yıldır Rusya-Ukrayna savaşı konusunda birlikte çalışan Carbon, “Nötr, dijital, döngüsel, sürdürülebilir bir ekonomiye doğru dönüşmemiz gerekiyor. Bu projede iş yapış şekillerimizi ve ajandalarımızı buna göre ayarladık ve ortaya çıkan önceliklere göre çalıştık.”
Landrut, salgının Avrupa tek pazarının değerini bir kez daha gösterdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Hizmetlerin devamı ve sınır ötesi mal dolaşımı bizim için çok değerli oldu. Avrupa tek pazarı 24 milyon şirketi barındırıyor, brüt hasılatı 30 milyar Euro’ya ulaşıyor ve eş zamanlı olarak dünya ticaretinin yüzde 30’unu gerçekleştiriyor. Tek pazar AB’nin en büyük pazarı, “En değerli başarılardan biri ve refah yarattı, AB’yi küresel, ekonomik bir güç yaptı. Türkiye de bu pazarın bir parçası. Gümrük Birliği sayesinde malların serbest dolaşımı mümkün olmuştur. Türkiye, makine, tekstil ve otomotiv gibi sektörlerde ortak pazarda önemli bir oyuncu.”
AB’nin Türkiye’nin değer zincirinde değerli bir rol oynadığını vurgulayan Landrut, “Türkiye AB’nin 6. büyük ticaret ortağı, AB ise Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı. 150 milyar avroyu aşan ticaret hacmimiz var.” gerçeğe uygun çalışmak iş dünyamızın en değerli önceliği olmalıdır. Politika yapıcıların getirdiği yeni kural ve düzenlemelere özel sektör yön vermelidir. İş dünyasının ortasında diyaloğa büyük önem veriyoruz.”
Mali yardım tabanını artırmak istiyoruz
Dışişleri Bakanlığı AB Dönem Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, yeşil dönüşümün AB’nin ortaya koyduğu değerli bir hedef olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu hedefe tepki gösterdiğini, tedbirler aldığını ve sürecin içinde olduğunu söyledi. bu hedefleri benimseyen bir aday ülke konumundadır.
Yeşil ve dijital dönüşümün ancak sürdürülebilir finans ile mümkün olabileceğini kaydeden Özcan, iş dünyasını yeşil ve dijital dönüşüm alanında desteklemenin değerine vurgu yaptı.
Özcan, “Biz aday ülke olarak 2002’den beri katılım öncesi mali yardımdan yararlanamıyoruz. Ancak 2021’den itibaren özellikle AB dediğimiz bu yeni dönemde mali yardımlarda azalma görüyoruz. Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı IPA-III, önceki dönemlere göre ortalama 650 milyon avro olan yardımlar 200-250 milyon avro civarına gerilemiştir. İş dünyası, her zaman Avrupa’da ve Türkiye’de.Daha fazlasını istiyoruz.” dedi.
Türkiye-AB İş Dünyası Diyaloğu Projesi’nde final aşamasına gelindiğini kaydeden Özcan, Türkiye ile AB iş dünyası arasındaki diyaloğu artıracak yeni projeler üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Ticari ilişkilerimizi geliştirebileceğiz.
EUROCHAMBRES CEO’su Ben Butters, ekonomik durumların hem AB’yi, hem Türkiye’yi hem de dünyadaki diğer ülkeleri zorlamaya başladığını, açık ve adil ticareti destekleyen araçlarla ekonomilerin güçlendirilebileceğini söyledi.
Karşılıklı ticareti artırmak için yıllardır TOBB ile iş birliği içinde çalıştıklarını belirten Butters, “Karmaşık, küresel tedarik zincirlerimiz var. Bunlar yıllar içinde oluşan ve yerleşmiş zincirler. Yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Türkiye ve AB’nin bu konuda yapabileceği çok şey var, yeniden doğan bazı kavramlar var.
EUROCHAMBRES’in Türkiye ile güçlü ve işlevsel bir ekonomik ilişkiye sahip olmasının önemli olduğuna dikkat çeken Butters, şu değerlendirmelerde bulundu:
“AB ülkeleri Türkiye’ye yakın ancak sadece yakınlık değerli değil. AB iş dünyası için altyapı, demografik avantaj, girişimcilik ruhu da değerli. Türkiye ve AB iş dünyası diyaloğu gibi projeler sayesinde Türkiye ile AB iş dünyası arasında yakın mesafelere gidebileceğiz. ekonomilerimizi daha iyi tanımak ve ticari çıkarlarımızı birbirimize fayda sağlayacak şekilde geliştirmek. .
Bu nedenle son 4 yıldır TOBB ile birlikte bu projeyi sürdürüyoruz. Bu projede her iki taraftan iş dünyası temsilcileri birçok etkinlikte bir araya geldi, bugün ve yarın etkinliklerin sonuçlarını dinleyeceğiz. Yeşil ve dijital dönüşüm, iki ekonominin ortasında potansiyeli olan alanlardan biridir.
Önümüzdeki yıllarda da bu alanlarda çalışmaya devam edeceğiz. Son 4 yıl kolay geçmedi. Bu 4 yılı farklı nedenlerle hep zor yıllar olarak tanımlamaya devam edeceğiz. Bu 4 yılda en yüksek katkıyı sağlayan iş ortaklarımıza teşekkür ediyorum.”
